Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 461 kez, 1 adet türemiş formda geçiyor.
Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız
Kök anlamı: Göğün mukabili olan cisim veya insanların üzerinde bulunduğu yer; ülke, toprak, kara parçası, arazi gibi sınırlı yerler için de kullanılır. Bir şeyin alt kısmı, nasıl ki üst tarafına sema denir. Dönmek, yeşerip dal budak sarmak. Verimli, bereketli, üretken, bitki yönünden bol arazi. Oyalanmak, beklemek, ummak, sabırlı olmak. Cennetin karşıtı olarak dünya, ve yerkürenin toprak yüzeyi anlamında, üzerinde yürüdüğümüz, oturduğumuz, uzandığımız yer. İyi arazi. Kalan, sabit, yerde beklenti içinde oyalanmak. Ağır, yavaş, halsiz, eğimli, veya yere doğru eğilimli olmak. İtaatkâr. Rahat bir durumdan kaynaklanan ürperme, baş dönmesi.
Kur’ân-ı Kerîm’de arz kelimesi çoğunlukla yeryüzü, bazılarında toprak (Yâsîn 36/33; Nûh 71/17) ve ülke (el-A‘râf 7/110; Tâhâ 20/57) karşılığında kullanılır; bazılarında da Mısır, Mekke, Filistin, kutsal topraklar (el-arzu’l-mukaddese) gibi şehir veya coğrafî bölgeleri ifade eder (el-Mâide 5/21; Yûsuf 12/21, 56; İbrâhîm 14/14; el-İsrâ 17/104). Bu âyetlerde yeryüzü anlamındaki arz çeşitli bağlamlarda kullanılır.
Türkçe’ye girmiş türevler: arz, arazi, ardiye
İbr ereṣ (a.a.). = ülke
İlk Yorumu Siz Yapın