İçeriğe geç

Kur'an Etimoloji Yazılar

Te-Be-Be (ت ب ب)

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 4 kez, 3 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Te-Be-Be (ت ب ب)

Kök anlamı: Kurumak, yok olmak, sürekli kötü durum içerisinde kalmak, kötü durumun değişmemesi, sürekli hüsran, zarar-ziyanda kalıcı olmak, daima kayıp ve mahrum olmak.

Yorum Bırak

Kef-Sin-Be (ك س ب)

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 67 kez, 2 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Kef-Sin-Be (ك س ب)

Kök anlamı: Kazanmak, edinmek. Yaptığın bir şeyin karşılığı, herhangi bir şeyi kazanmak, kâr etmek, toplamak, kesp etmek, elde etmek, yüklenmek.

Kesb – Mal, para, savaş, dava, dostluk, bilgi vb şeyler] kazanmak, kazanç ve kâr. İnsanın mal kazanmak gibi, bir fayda elde edeceğini, bir pay alacağını düşündüğü şeyleri elde etmesi anlamına gelir. Bu kelime, insanın bir fayda sağlayacağını, bir menfaat elde edeceğini düşünürken, bununla kendine zarar verecek bir şeye yol açması için de kullanılır. İnsanın hem kendi kazancı için hem de başkası için kazandıkları için kullanılır. Bu kavram, Kur’ân-ı Kerim’de hem güzel işlerin yapılmasında hem de günâhların işlenmesinde kullanılmıştır.

İktisab – insanın kendisi için kazandıkları için kullanılır.

Türkçe’ye girmiş türevler :  kesp, iktisap, kisve (iktisa, kispet), müktesep

Yorum Bırak

Sad-Lam-Ye (ص ل ي)

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 25 kez, 8 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Sad-Lam-Ye (ص ل ي)

Kök anlamı: Ateşe girmek, ateş ile tutuşturmak, yakmak, eti ateşte pişirmek, kızartmak, ısıtmak. Sıkıntı çekmek, yanmak.

Yorum Bırak

Mim-Ra-Elif (م ر ا)

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 38 kez, 6 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Mim-Ra-Elif (م ر ا)

Kök anlamı: Kişi, kadın veya erkek

mer’ – erkek

Mürüvet – yiğitlik ve mertliğin en mükemmeli, mükemmel insaniyet

merie – Midenin baş tarafı ve boğaza yapışık plan kursak

Türkçe’ye girmiş türevler : mürüvvet

Aram mārawātā “soyluluk, efendilik, beylik” < mār “bey, saygın kişi”.

Yorum Bırak

Mim-Sin-Dal (م س د)

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 1 kez, 1 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Mim-Sin-Dal (م س د)

Kök anlamı: Bir ipi bükmek, bir şeyi iyice bükmek

Mesed – Hurma dalından eğirip yapılan ip, pek sağlam örülmüş ip

Yorum Bırak

Sad-Mim-Dal (ص م د)

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 1 kez, 1 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Sad-Mim-Dal (ص م د)

Kök anlamı: bir şeye yönelmek

Samed – 1. iş konusunda kendisine itimat edilen efendi. İhtiyaçların giderilmesi için kendisine başvurulan kimse. 2. içi boş olmayan şeyler, som.

Türkçe’ye girmiş türevler: samed

Yorum Bırak

Kef-Fe-Elif (ك ف ا)

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 1 kez, 1 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Kef-Fe-Elif (ك ف ا)

Kök anlamı: Eşit/tam karşılığı/dengi olmak, eşdeğer olma, eşitleme.

Küf’ü – eş, benzer, denk

Mükafah – bir fiildeki karşılıklı denklik ve tam karşılık verme.

İkfa – bir şeyin devrilmesi ve dengesinin, eşitliğinin bozulması.

1 Yorum

Vav-Lam-Dal (و ل د)

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 102 kez, 8 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Vav-Lam-Dal (و ل د)

Kök anlamı: doğurmak. Neden olmak, yol açmak.

Veled (çoğ. Vildân) – doğan çocuk, tekili ve çoğulu, küçüğü ve büyüğü hep bu isimle anılır. Evlat edinilen çocuk için de kullanılır. Hem erkek hem de kız çocuğu için kullanılır.

Vuld – aile ve çocuklar

Vâlid – Baba

Vâlideh – Anne

Velîd – doğmak üzere olan çocuk. Asıl anlamı doğum zamanı yakın veya uzak olsun her çocuktur.

Velîdeh – doğum yapan cariye

Tevellud – herhangi bir sebeple bir şeyden bir şeyi türetmek

Türkçe’ye girmiş türevler: velet, evlat, mevlit, müvellet, tevellüt (mütevellit), tevlit, valide, veladet, velut, yelda (milat)

Aram yaldā, Akad walādu “doğurma”, İbr yeled “çocuk”. ~ Aram yaldā ילדא [#yld] doğum, milad < Aram yəlad ילד doğdu. ~ Aram mīlād מילׇד [#yld] a.a. < Aram yālad doğurmak

Yorum Bırak

Elif-Ha-Dal (ا ح د )

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 85 kez, 2 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Elif-Ha-Dal (ا ح د )

Kök anlamı: Bir, yegâne, bir tek olmak.

Ehad – yegâne, tek, kimse, biri, biricik.

Türkçe’ye girmiş türevler: ehad

Yorum Bırak

Nun-Vav-Ra (ن و ر)

Kuran’da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 194 kez, 3 adet türemiş formda geçiyor.

Kuran’daki geçiş yerlerinin detaylı analizi için tıklayınız Nun-Vav-Ra (ن و ر)

Kök anlamı: aydın ve ışıklı olmak.

Nûr – Görmeyi sağlayan yaygın hâldeki ışık, aydınlık, ışık. Apaçık olan, nesne ve olayların mahiyetini ortaya koyup aydınlatan şey. Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde “insanların önünü aydınlatıp doğru ve gerçek olanı görmelerini, hak ile bâtılı, hayır ile şerri ayırt etmelerini sağlayan mânevî ve ilâhî ışık” mânasında kullanılmıştır. Bu nedenle nûr iki çeşittir. Biri dünyevî, diğeri uhrevîdir. Dünyevî olan da iki kısma ayrılır: Bir kısmı, basiret gözüyle anlaşılır. Bu etrafa yayılmış olan akıl nuru ve Kur’ân nuru gibi İlâhî konularla ilgili olan nurdur. Bir kısmı da normal gözle algılanan nurdur. Bu da ay, yıldızlar ve aydınlatıcılar gibi ışık saçan cisimlerden yayılan nurdur.

Nâr – duyularla algılanan alev, ateş, sıcaklık, (mec.) tahrik, sıkıntı.

Menâre – minare, ışık bulunan yer, ışık/fener kulesi, yol işaretleri.

Nevâr – Kuşkudan doğan nefret

Nevr – ağacın çiçeği

Türkçe’ye girmiş türevler: nur, minare, münevver, nar, nevir, tenevvür, tenvir

≈ Aram nūr/nūrā נוּר ateş ≈ Akad nūru/nīru a.a.

2 Yorum