“ÖLÜ iken DİRİLTTİĞİMİZ, kendisine insanlar arasında yürüyecek bir NUR verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp, ondan çıkamayan kimse gibi mi olur?” (6:122)
“Ey îman edenler/öze-güvenenler, size HAYAT VERECEK/SİZİ DİRİLTECEK şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’a ve Rasulü’ne (~Allah’ın Zahir olduğu mahâle, İlme, ilmî eserlere) icabet edin/cevap verin/değerlendirin” (8:24).
“Bil ki sen, ÖLÜLERE işittiremezsin. Arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da daveti duyuramazsın”. 27:80.
Kur’an bünyesinde ÖLÜ kavramını; Hayat’ın tertemiz bir şekilde okunduğu Risalet (~Allah ilminin aşikar olduğu Kur’anın, eserlerin, ortak evrensel aklın, vicdanın) nurundan/ışığından RUH almamışlık; ilmin, cihadın olmadığı (cehalet, zulümat), kişinin kendini dünya=iğreti, kalitesiz yaşamın akışına bırakmışlığı, özetle atalar dininin ürettiği KİŞİLİKTE TAKILI KALINMIŞlık olarak tanımlayabiliriz.
Egonun umursamazlığı içerisindeki bu akıntıda sürüklenme hali bir ayette şöyle ifade ediliyor:
“Sizi ateşe sokan nedir? Biz (kalitesiz hayata) dalanlarla birlikte dalıyorduk (Ve kunnâ nehûdu maal hâidîn)” 74:45.
Bu ayette Türkçe’mize de girmiş Havuz kelimesinin geldiği kökün başka bir türevi geçmekte. Ayette lafzen, havuzcularla havuzculuk ediyorduk diye geçen ibare, feryat eden ateş ehlinin bilinç-altlarının yankısı.
Cennet ve Cehennem anlatımlarına dikkat ederseniz, çoğunlukla geniş-şimdiki zaman kullanılır ve ayet gereği, istisnasız herkes cehennemden geçmektedir (19:71), şu an!
Cennet ve Cehennem tasvirlerini; insanlığın, insanın bilinç, bilinçdışı/bilinçaltı ve bilinç-ötesi (aşkın bilinç) süreçlerinin surete/sembolizme/müteşabihe indirgenerek aktarılması diye görüyorum. Kur’an’daki bu betimlemeler bölgedeki ilk muhatap, çekirdek neslin en çok arzuladığı (yemyeşil bahçeler, akan ırmaklar vs.) veya sıkıntı duyduğu olaylar (ateş, sıcaklık, zakkum vs.) üzerinden tasvirlenmiş, örneklenmiştir.
“Deveyi inceleyin nasıl yaratılmış”, “sizi sıcaktan koruması için elbiseler verdik” tarzındaki ayetler bu lokalliğe işaret eder! Bizlere düşen “yerel” lafızdaki manayı iyi anlayıp “evrensel” maksada ulaşmak olmalı!
Havuzcularla havuzculuk etmek, dibe vurmak.. Havuzun, suyun dibine yazı yazmak, iz bırakmak anlamında bir benzetme!.. Suyun aktığı havuzun dibinde iz bırakılabilir mi? RUHsuz, anlamsız, iz bırak(a)madan bir hayat sürmek..
Allah’ın dininin maksadı ise genetiğinin ve etrafının oluşturduğu ÖLÜ insanı DİRİ kılmaktır, RUH=Bilinçlendirici Vahiy bilgisi ile..
“İşte sana da, emrimizle, bir RUH (kalpleri dirilten bir kitap) VAHY ettik. Sen KİTAP nedir, İMAN nedir bilmezdin! Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir NUR yaptık” (42:52).
Güzel amellerle ÖLÜM’den HAYAT’a geçer insan.. Bu geçişin adı BA’S/dirilme sürecidir.
“O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ÖLÜMü ve HAYATı yaratandır” Mülk-67:2.
Allah yolunda öldürülenlere gelirsek.. Yukarıda tanımı itibariyle kişisel/toplumsal bir ölülük, ölmek kavramından farklı.. Egonun akıntıdan/kalitesiz ölü kişiliğinden kendini, Evrensel ilkelerle kılavuzlayıp yani işin içine çaba, disiplin katarak, tevbe ederek=dönüşüme eylemlenerek nefsini öldürmesi! (Bu ifade için bknz. 2:54, 4:66)
“Allah yolunda öldürülenleri ÖLÜ sanma. Onlar diridir ve Rableri katında rızıklanırlar” 2:154/3:169.
Allah yolunda öldürülmenin nasılı ise hemen sonrasında açıklanıyor!
“And olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, nefislerden ve ürünlerden eksilterek sınarız. Sabredenleri müjdele” 2:155.
Havuzculuk yapan insanlar kendileri gibi ÖLÜ zannetse de; Allah o kişinin ilim, irade ve kudret sahibi olması için onu sınayarak, eski kişiliğinden öldürüp, temizleyerek ona yepyeni bir HAYAT vermektedir. Bu sürecin, hayatın tanıklığı şehitliktir.
ÖLÜM, yani kişilikte sabitlenme KÜFÜR üzere de, İMAN üzere de olabilir.. Rabbimiz ise bizden asgari düzeyde Müslüman olarak ölmemizi (3:102), elimizden geldiğince de SABİTlenmememizi, bütün kişiliklerden ölüp, sonsuzluğa açılmamızı ve kendisine (!) dönmemizi (2:28) istemekte..
“Allah’ı nasıl örtersiniz ki, ölüydünüz, diriltti sizi. Sonra öldürür, sonra gene diriltir, sonra da O’na dönersiniz” (2:28).
Arz’dan Göğe doğru yol alırken bütün kişilik katmanlarını geçmeyi, özetle iki kere ölüp iki kere dirilmek olarak betimlemiş Kur’an kanaatimce.
“Onlar ise: “Ya Rabbenâ!” derler, “Sen bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. İşte günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi, telafi etme için buradan çıkmaya bir yol yok mudur?” (Mümin,40/11)
İki kere ölüp iki kere dirilmek..
Ego bataklığında çırpınan bireyin kalın çeperli egosunun içeriğinin arınma çalışmaları ile, kalbinin üzerindeki örtünün açılması, birinci ölüm ve diriliş sürecidir, ama ortada hala bağımsız bir kimliğim hissi vardır burada.
Egonun çeperlerinin ortadan kalkması, sınırlı ben hissinin, kimliğini hissedişin şeffaflaşması ve RUH’un kamil tenezzülü (hücrelere işleyişi), aydınlığı, Mutlak BEN’in, Nefsi Vahide’nin, sınırsız BEN hissinin; salt, saf var olma farkındalığının açığa çıkışı da ikinci ölüm ve ikinci diriliş.
Şu fizik beden ile yaşarken (36:23-30, 89:27-30) iki kere ölmüş ve dirilmiş takva sahibi insanda, RUH’un kılavuzluğunda, nefs ve kalp cenneti yaşanır bundan sonra.. Çünkü nefs de kalp de mutmain olmuştur artık.
Allah’ul alem..
Allah denge ise
Biz dengeyi nasıl bulacağız?
pozitifleri negatiflerle eşleyip
X ekseninde yani arz da mekan da sıfırlanıp, dengeyi kurup
Y ekseninde imajiner eksende yükselip bütünlüğü arz da görüp yani BEN i yakalayıp y ekseninde aşağıya inip mekanda bunu yaşamak. Hristiyan, müslüman, yahudi vs vs olduğumuzu gormek
Doğru soru ilmin yarısıdır. Soru sormak sizi hedefe götürür. Eğer nasibinizde varsa , zaten bir şekilde yönelirsiniz. Ve tabi ki söylediklerinize , düşüncelerinize ve dualarınıza dikkat ediniz. Bu sizin neyi istediğiniz konusunda sizi tanımlayacaktır.
Zorlama yorumlar. Kuran’dan daha sağlam destek alınmalı.
allah yolunda ölmek ne demek yaşarken allahı bulabilmek veya ona yaklaşabilmek için uğraşırsın bunları yaparken ecelinle ölürsün bunu anlıyorum allah yolunda birileriyle savaşarak ölmek bana hiç mantıklı gelmiyor .allah yolunda olan insan daha sevgi dolu daha affedici oluyor .herkesin özgür iradesiyle inanışlarına saygı gösteriyor .kimseye farklı bakmıyor ırk din ayırmıyor her kesi insan olarak görüyor .allah yolunda ölünmez o zaman yaşanır .bence bu insanlşar kendi çıkarları için dindar ve inanaları kandırıyorlar .hak ve adalet için savaşılırve bu yolda ölünebilir .biz varsak dünya var .kendimize ve yaşamımıza saygı göstermeli mümkün olduğu kadar çok yamaya çalışalım sevgi,saygı .ve anlayış içinde bunu başarırsak gerisi zaten gelir .herkese sevgiler .yaşamınız boyunca sevgi içinizde eksik olmasın.