Evrenin sembol diliyle Habil ve Kabil

habil-kabilÂdem ismi ile işaret edilen, kendinde sınırsız Şuûr platformunu hisseden, tadan kişi psikolojik olarak dünyaya döndüğünde kendisinde bundan sonraki süreçte iki hâl (iki Âdem evlâdı – Habil ve Kabil -) hâsıl olur, doğal olarak.

Âdem, Arapça’da “Adem”, yani “yokluk” kelimesi ile kelimenin baş tarafına gelen “Elif” harflerinden oluşur. Elif, tasavvufta, ilk, evvel, her şeyin başlangıcı, yani Allãh’ı temsil eder. Bu kombinasyonla Âdem, Allãh ile var olduğunun bilincinde olan “yokluk” şeklinde de tevil edilebilir. Veled, çoğulu evlad ise, kişiden doğan yeni bilinç halleridir.

Habil de, Kabil de yaşanır insanda.. 

Birincisi bu hâlin devamlılığını sağlamak amacıyla, samimi bir şekilde, takva sahibi olarak Âlemlerin Rabbine kurban/yakınlaşma çalışmaları, ki bu Rabb indinde maKBuL (kurbanın kabulü) olandır > Habil ile sembolize edilen..

“kurban”, KuRB=yakın kelimesi kökünden boğazından kesilecek adak hayvanları değildir Arapça’da. Allãh’a yakınlaşma maksatlı bütün eylemlerimiz birer kurbandır.

evrenin-sembol-dili

İkincisi ise Âdemliği, sınırsızlıktan tatmanın nefis yönümüze vermiş olduğu, şımartıcı egosal haz. Çoğunlukla olan da bu durumdur. Günümüzde de tasavvufla, mistisizm ile ilgilenen bir çok insanda manevi duyguların, egosal hazza dönüştürülerek insana vermiş olduğu kibir ve daha da fazlasını kazanma hırsı görülür. > Kabil ile sembolize edilen..

Artık bundan sonrası, kişideki Habil ile Kabilin mücadelesidir. Ve çoğunlukla Kabil Habili yani, nefs Şuûrda yaşanan manevi halleri egosu için kullanır, onlarla yetinir; bizi Allãha yaklaştıracak düşünce ve davranışların pratiğe dökülmesi ikincil plana atılır, önemsenmemeye başlar. Daha tatlı gelir nefsin şımarıklığı ve manevi mertebeler (Habilin kızkardeşi) için olan hırsı (Kabil’in Habil’i öldürme isteği).

Kabil’imizdeki ‘hırs’, karganın ba’s edilmesi (diriltilmesi/ belirginleşmesi/ somutlaşması) olarak ayette ifade edilmiştir.

Carl Jung’un da belirttiği üzere rüyalarımızda da belirli manaları temsilen arada bir gözüken insanlığın toplu bilinçaltına ait evrensel arketipler, evrenin sembol dili vardır. Bu binlerce yıllık bilgi birikimini geçmişte tasavvuf ehli de eserlerinde işlemişler. Kur’an’da da evrenin bu sembol dili yer yer kullanılmıştır.

Karganın toprağı eşeleyerek örnek teşkil etmesi, Habil’in cesedinin gömülmesi ise, bizi sınırsız farkındalığa götürecek eylemlerimizin, manevi mertebe kazanma (Habilin kız kardeşine göz koyma) hırsı yüzünden beden/zihin toprağında kaybolması/gömülmesi anlamınadır. Sonuç, kişide açığa çıkan pişmanlık..

Evrenin sembol diliyle Habil ve Kabil” hakkında 4 yorum

  1. Her devre hitap edebilmesi için kuranı kerimde sembol ve kıssaların kullanılmasının zorunlu olduğuna inanıyorum. Ben şahsen adem’in insanın ilk prototipi olduğuna ve cennet gibi istediği her şeyin özellikle temel ihtiyaçlarının olduğu bir yerde dahi yasaklanan önemsiz olduğunu değerlendirdiğim bir hususta dahi zafiyet gösterdiğinin tespit edildiği bir kontrolden geçemeyen adem, bilincindeki eksiklikleri giderilmiş vaziyette yeniden programlanan cip ile dünyada diğer prototiplerle test edilirken karşılaşılan eksikliklerin giderilmesine yönelik gönderilen kullanma kılavuzu(kuranı kerim veya aynı ruhu veren diğer vahiyler) sayesinde eksikliklerin giderilerek seri üretime geçilmesine karar verildiğini değerlendiriyorum. Özetle; adem prototip, cennet ve dünya kontrol alanı ve tespit edilen en önemli eksikliklerin giderilmesine müteakip insanoğlunun seri üretimi ve kutsal kitap kullanma kılavuzları ile dünyada test edilme süreci.

  2. KUSURA BAKMA,

    Kıymetli Sonsuzluk Kulesi, doyurucu bir yazı beklerken bu sefer tamamen kısaltılmış bir yazı gördüm.

    Kısa dediysek bu kadar olmamalı; olursa bam teline dokunabilmeli….

    Sonsuz şefkat ve dualarla.

  3. Her zahirin bir batını, her batının bir zahiri vardır. Karga ve kurban örnekleri bir yandan metafordur bir yandan da salt göründüğü şekliyle anlamlıdır. Hayvan davranışları orijinal kalıplardır yani gerçektir, doğrudur. Kendimizi düzeltmek için rehberdir. Diğer yandan kurban olayı: Bir canlıyı öldürmek (otomotikleşmiş kasaplar hariç) bir fedakarlıktır, kendinden bir bir parçanın kopmasıdır. Bedenin yok olacağını hissetmendir. Maddi karşılığını söylemiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir