Kadir Gecesi, Özgürleşme süreci!

kadir-gecesi-ozgurlesme-sureciKadir Gecesi mevzusuna geçmeden önce minik; ama önem arz eden bir ön bilgi..

Arapça, Aramice, İbranice gibi Semitik dillerde sözcüklerin eril – dişil (müzekker – müennes) şeklinde kavramlaşmış, Türkçe’mizde olmayan özellikleri bulunur. Bunun sözcüklerin erkek veya kadın olması ile ilgisi yok elbette. Yüzyıllar içerisinde Kur’ān tefsirlerinde yorumlarda dikkat edilmiyor veya unutulmuş olsa da, bir sözcüğün eril/müzekker oluşu > olumlu yönüyle; tamamlanmış, kapsayıcı, olgunlaşmış, güç içeren, kendi içinde kararlı – dengeli, olumsuz yanıyla artık sabitlenmiş, gelişmeyen, şiddet içerebilen, kısır bir olgu veya sürece işaret eder. Dişil/müennes vasıftakiler ise > tamam olmayan, yarım kalmış veya parçalanmış, zayıf, eksik bir yöne; ama diğer bir yandan bu durumun olumlu sonucu olarak da daima üret(k)en, üretmeye devam eden, gelişmekte olan, doğurgan bir yapıya/sürece de işaret eder.

Semitik diller Doğanın zıtlıklar üzerine kurulu dilini taklit ederler aslında. Her bir canlıda, İnsan’da bu eril – dişil özellikler belirli oranlarda vardır. Açıkçası, erkek olma, eril enerjinin biraz daha ön plana çıkması iken, dişilik de dişil enerjinin fazla ön plana çıkması.. Yoksa genetik fark o kadar küçüktür ki..

Kur’ān da doğada akan dili en incelikli lisanıyla yansıtır, beşeriyet yönümüz ayrıntılarını kaçırabilse de. Kur’ān bu incelikli dili, kendi kavramlarını, sembollerini hangi kelimeyi nasıl kullandığını, yüklediği reformist içerikle Rasul üzerinden zaman içerisinde arkadaşlarına öğretmiş ve benimsetmiştir.

Neyse.. Bu, detayları, örneklemeleriyle ayrı bir konu.. Bu ön bilginin maksadı, Kadir Gecesinin (Leylet ül Kadr) nasıl bir Gece olduğunun dil açısından da deşifresine bir katkı mahiyetinde idi..

Arapça’da (eril özellikli) Leyl kelimesi, başlangıç manasıyla bir günün gece bölümü anlamında iken; El-Fecr (o Şafak Vakti) sûresindeki akıştan da anlaşılabileceği üzere, bir üst katmansal okumayla, sembolik anlamıyla Ad, Semud, Firavun toplumları gibi Zulüm Sistemlerine, zulmün, kutuplaşmanın, fanatizmin karanlığının had safhaya vardığı dönemlere de işaret eder. Olumlu dişil nitelik, yani halka yansıyan üretim, kalkınma, halka yayılan maddi gelişim, manevi Tekâmül durmuş; sistemdeki eril güç kontrolden – Kadir’den çıkmış, artık insanların kendi zararlarına iş yaptıkları bir süreci yönlendirir olmuştur (olumsuz eril enerji).

Diğer yandan, sözcüğün Kadir Sûresinde geçen (dişil enerjili) Leyleh türevi ise kişisel veya toplumsal Leyl‘in, zulmün – cehaletin karanlığının dağılabilmesi, ilk Işıkların (El-Fecr = Kur’ān = Hakikat = Aydınlanma) görülebilmesi için; bu gidişata bir dur denmesi gerektiğinin, bir nefeslik de olsa Hakkani – Adil bir sisteme geçişe, kalkınmaya, Hakikat’e niyet edilerek/dönüldüğünün, gayret edildiğinin işaretidir. Allah’ul alem! Henüz Tan ağarmasa da, Sabah olmasa da! Gece kendi içinde Gündüzü arzulama eşiğindedir artık.

Kader, yani çok yüzeysel anlamıyla Ölçü, ile aynı kökten gelen Kadir ve bu minvalde Kadir Gecesi, eski kadere ket vurularak Kudretlenmenin, Hakikat odaklı, ilkeli – Ölçülü yaşamın gayret edildiğinin, Hakk’a, Bütün’e aykırı kişisel/toplumsal şartlanmaları yıkma ve aydınlatma niyeti olan bir sürece işaret eder. Bknz. (2:51, 7:142, 44:3, 97:1).

Kişisel/toplumsal egonun, sahte kendimizin kaderi (!?) önceden yazılarak alın yazısına dönüşmüştür (elfi şehr/bin ay) Gece – Gündüz döngüsünde. Bilinçaltı tohumları, genetik ve aile, çevresel, toplumsal direktifler ile atıldığından çoğunlukla alın yazısı olarak önceden takdir edilmiştir, sistem içindeki beşer etkisiyle. Bu anlamıyla kader, kelimenin geldiği kök itibariyle de düşük enerjisiyle sınırlayıcı olandır, sınır koyucudur ve insanın özgürlüğünü, gerçek anlamda seçim/tercih yapmasını kısıtlayıcıdır. Halk deyimindeki alın yazısıdır açıkça!

Ego, özgür değildir, Leyl’i = Gecesi içerisinde karanlıktadır. Tercihlerim sandığı, başkalarının seçimleridir çünkü. Ve Allah’ın Pak iradesinin önü, farklı manalarının kişide/toplumda, en aşağı/dünya ortamında pikler, sivrilikler yapmasıyla tıkanmıştır.

Bu ifadenin göreceli, Şeriat düzeyinden yapıldığını unutmayalım. Sünnetullah ilkeleri doğrultusunda, ilahi dilek yerine nefsani arzular tetiklenerek Zulüm açığa çıkmakta.

Allah tevbe etmenizi/kesin dönüş yapmanızı diler. Şehvetlerine uyanlarsa sizin büyük bir sapışla sapmanızı dilerler.(4:27).

Fakat takdim edilen, gelen Ruh = İlahi Bilgiye icabetle sindirilip yaşama = Bilgeliğe geçirilmesiyle, geçilen dengeli = riyazet üzere yaşamda (82:7) Allah’ın saf iradesi önce kişilerden Bireyler olarak açığa çıkmaya, sonra toplumda tecelli etmeye başlar.

İşte bu, günlerce – aylarca – yıllarca sürebilecek ayetlerin, evrensel değerlerin birey(ler)e inme ve sonu Selamet/Barış/Esenlik (97:5) olacak sindirme sürecinin adı, KaDeR ile bağlantılı, önceki kaderi/alınyazısını örten Gece, KaDiR Gecesi! Yani, Kaderimizi/Programımızı ilahi bilgelik doğrultusunda özgürleşerek elimize alma dönemi.. Ölçü koyma zamanı..

Ve ego hapishanesinde, bodrum katlarında tutsak halde yaşanan bin aydan/bir yaşayış biçiminden daha Hayırlı olanın açığa çıkışı.. Gerçek kendimizin, Allah’ın bizdeki BEN şubesinin Seçimlerinden kaynaklanan Özgürlüğün = Hakk’a Kul = Halk’ına Hizmet ehli olmanın yolu!

Sizin için daha Hayırlıdır diye müjdeleyen ayetler.. Kök anlamı itibariyle sizin için daha ÖZGÜRLEŞTİRİCİ olan demek!

HaYıR (özgürleştirici eylem),
HıYaR (özgür olma),
iHtiYaR (seçme yeteneği; seçim, seçme hakkı olan),
muHtAR (~seçilmiş);
hep aynı Seçme, Tercih etme kök anlamından gelen kelimeler.

Kişi/toplum, kendi içinde kasıp kavrulan, her türlü emeğin çiğnendiği eski buhranlı/bunalımlı, cahiliye kimliğinden (ramez-ān) sıyrılma, ayyuka çıkmış bu gidişatı aşama aşama (eyyamen ma’dudāt) dinginleştirme/reformize etme (savm), Hakk’ın (O en Beyaz İpin/Çizgi’nin) Batıl’dan (O en Siyah Çizgi’den) ayan beyan olduğu, meleki bir kimlikle Canlanma sürecinde yürüdüğünü fark eder.. Bereketli, verimli (44:1-8) Kudret Gecesinde (Leylet ül Kadr), Sıyam Gecesinde (Leylet üs Siyam)…

Ruh’un, Hakikat’e/Hakikatine bağlayan ilahi yetilerle (meleklerle) kendi kalbine işlenip de işlendiğini, yedirilip içirildiğini.. Ve yeni bir Nefes/Nefs aldığını.. Var olduğunu.. Göz aydınlığını! (19:26)

Hem de öyle ezbere, kuru kuru, ömürler geçtiği halde ne olup bittiğini, ne değiştiğini bile bilmediği bir takvim gecesindeki gibi değil..

Tüm hücreleriyle Biliş’te, Nefs Rasat halindedir..

Sonrası mı? Yorgun Gece biter, Şafak söker, Sabah olur kısmetse.

Hakikat Güneşi Tepeye çıkar.. Isınırsın iliklerine kadar böylece..

Veya sırtın ürperir, üşürsün o sıcakta.. Bi gariptir.

Çünkü, Şimdi’nin derinliği, Zamansızlıkta O gün Gök bir başka.. Yer bir başka.. (14:48)

O gün Güneşi batırır.. Yeni bir Gece’yi başlatırsın, biiznillah..

Ona da sığmaz, tekemmül eden bir Leylet ül Kadrin daha olur.

Ve O YALNIZLIĞINDA Yıldızlar sana yol gösterir (6:97).

Gece’yi, Gündüz’ü, Güneş’i ve Ay’ı da size boyun eğdirdi. Ve Yıldızları da.. O’nun emri ile boyun eğdirilmiş olarak.. Şüphesiz bunda Akleden bir topluluk için ayetler vardır. (16:12)

Gece – Gündüz, birbiri ardınca değişir, hep çeşitlenir durur (3:190).

İnşaAllah..

Her daim Kudretlenmek nasip ola..

***

Kadir sûresi..

Yaklaştırıcı, yorumlu meali.. (44:1-8, 2:185 ayetlerini de göz önünde bulundurarak).

– Süregelen ve süregiden tüm doğal süreçleri, doğa kuvvetleri ile Şuurlu – Kudret sahibi Tümel Varlık [Biz], bu süreçlerin Yaşam Ağacına, Kainata dokuduğu, kodladığı Evrensel Kayıtları [El-Kitabı], buhrandan kurtulabilmek adına bireysel/toplumsal gücü, kıymeti, değeri artırma niyeti taşıyan işte O Kudretlenme Süreci içerisinde, Hakkı Batıldan ayıran [Furkan] bir Rahmet, bir Kılavuz olarak Rasul’ün içine işledi/size ikram etti.

– O Kudretlenme Sürecinin ne olduğunu sana ne bildirdi?

– O Kudretlenme Süreci, alışageldiğiniz yaşayış biçimlerinizden özgürleştiricidir.

– O süreç ile bağlantılı her bir iş/oluştan, Kudretlenebilmeniz için, size Hakikati fark ettirecek, Âdemliğinizi başlatacak, özünüzü hissettiren yetenekler [melekler] ve Can verecek olan İlahi Bilgelik [Ruh], Tekamül ettirici Yaratıcı Kudretin koyduğu kurallar neticesinde içinize nüfuz eder durur.

– Selam’dır! Hakikatin, Aydınlanmanın Şafağı ağarana, doğana dek!

Selam & Selam.. (56:26)

Kadir Gecesi, Özgürleşme süreci!” hakkında 6 yorum

  1. HAMD olsun…Bu kalabalıklar arasındaki yalnızlığ(ım)ızda YILDIZların yol gösterip, HAKİKAT ışığının iliklerde hissedilmesi ne müthiş olur(du)!..KALB(iniz) HUZUR ola…SELAMetle…

  2. Barış,selamet,esenlik,huzur bekliyorum insanlık için.. kurtla kuzunun yanyana yürüyeceği günleri görelim Allahım.. Çok güzel olurdu izlemesi… Benim için dun kadir gecesiydi ayrica:)Nerden mi anladim.. Kadrini kiymetini bildigimden anladim:)SEVGILER SELAMLAR..
    NOT:RAHMAN SURESI UZERINE OKUMA YAPMAK ISTIYORUM Sonsuzluk Kulesi.. TAVSIYE EDEBILECEGIZ KITAP,SITE VS VARSA YARDIMCI OLABILIR MISINIZ ACABA?

  3. Hani Musa kendi ehline: “Ben bir ateş algıladım… Ya ateşle ilgili bir haber getiririm yahut bir kor ateş getiririm belki ısınırsınız” dedi.
    ateşle ilgili bir haber ..riyazet haberleri ve nefsi yakan ateş uygulamaları mı..
    ŞİHAB VE ISINMA… RİYAZET ilkeleriyle mi ilgili..

    1. Anladığım..
      ŞIHAB, Riyazet ile ilgili ve nefsin ego yönünü yakarak arındırır. Özellikle Göğü dinleyen Cin insanları..
      Musa’nın RASUL BEŞER olarak BATININ’da bulduğu ATEŞ ise RİSALETİ – HAKİKATİ olup, ZAHİRİ’nin ŞIHABI olup ısıtır.

  4. Kadir gecesini yaşayabilmek icin öncelikle özgürleşmeyi, hakikatımızı bilmeyi dilememiz gerekiyor artık doğuştan bu yana edindiğimiz kimliği kenara bırakıp yeni bir ruha merhaba demek nasip eylesin Allah amin. Dilek’ten sonra bir dua ayet okumamız gereken bir zikir var midir ?

  5. Kader dediğimiz kitap, Hindistan’ a tuğla kadar kalındır. ABD’ye gittiğimizde iki yapraklı bir defter olur.”
    Bir ülke, ekonomik, sosyal vs. ne kadar standardı yükseltmişse, kader zannetiğimiz çoğu şeyler azalır,
    “Hindistan’da 300 kişilik tren kazasını görüyoruz ya da bizde 30 kişinin öldüğü tren kazasını duyuyoruz” kaderin tuğla gibi olduğunun örneği yada soma olayı “Kader mevcut ama kader, yapamadıklarımızın bize kestiği bilettir”
    Kader ve kadir olma bu alıntıda ki gibi de açıklanabilir mi ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir