Âdem ismi ile işaret edilen, kendinde sınırsız Şuûr platformunu hisseden, tadan kişi psikolojik olarak dünyaya döndüğünde kendisinde bundan sonraki süreçte iki hâl (iki Âdem evlâdı – Habil ve Kabil -) hâsıl olur, doğal olarak.
Âdem, Arapça’da “Adem”, yani “yokluk” kelimesi ile kelimenin baş tarafına gelen “Elif” harflerinden oluşur. Elif, tasavvufta, ilk, evvel, her şeyin başlangıcı, yani Allãh’ı temsil eder. Bu kombinasyonla Âdem, Allãh ile var olduğunun bilincinde olan “yokluk” şeklinde de tevil edilebilir. Veled, çoğulu evlad ise, kişiden doğan yeni bilinç halleridir.
Kıyâmet günü Güneş halka yaklaştırılır da nihâyet insanlara yakınlığı bir mil kadar olur… Güneş onları âdeta eritecek ve amellerinin miktarına göre ter içinde kalacaklardır. Onlardan kimi topuklarına kadar, kimi dizkapaklarına kadar, kimi beline kadar, kimi de gemlenene kadar tere batacaktır!” (Hadis) 

