(Riyazet: Dengeli Yaşam paylaşımının devamı..)
Abraham Maslow‘un kurguladığı ihtiyaçlar hiyerarşisinin her bir katmanında bastırılmayan ve Evrensel Akıl/Vicdan/Farkındalık/Dikkat rehberliğinde hakkı verilerek yaşanan duyguların, giderilen temel ihtiyaçlarımızın tıkanmamış akıcı gücü nefste tatmin odakları oluşturarak kudreti (~ idrak sentezli gücü) açığa çıkarır. Nefsi mutmainne cüzleri diyebileceğimiz..
Benliklerimizde veya ihtiyaçlar piramidimizde gedikler ile yetiştirildiğimiz ve doyumlu yaşayamadığımız doğru. Yeme, içme, sevme, sahiplenme, güvenme, ait olma, para, takdir edilme, övünme, kızma, cinsellik vs. vs konularındaki boşluklarımız, yani nefsin temel ihtiyaçlarda belirli bir yaşa gelinceye kadar olgunlaşmamasının, ruhsal gelişim açısından sıkıntılı bir durum oluşturduğu da aşikar. Riyazet: Dengeli Yaşam – 2 yazısına devam et
Tasavvufta riyazet başta olmak üzere, seyr-i süluk bir araç olarak kullanılmış ve
Allâhu nezzele ahsenel HADİSi > Allah sözün/hadisin en güzelini indirmiştir (39:23).
İnsan ve Allah’ın mana birleşimlerinin tezahürü olan tüm varlıklar, Şah damarı [Hablil Verîd] (50:16) ile işaret edilen ilahi kablo üzerinden Rabbi ile sürekli münasebet halindedir. Bu ilahi kablo Allah’ın zatındaki, varlıkların O’nun zatından ayrı olmayan sanal, geçici zât daireleridir. İnsanın Rabbini bilmesi, Allah’ın bilinemezliğini tatması da