Varlık (“Whole/Holo”) her birimde kayıtlı (“grafik”) olduğundan, bu varlığın çeşitli boyutlarının (İbrahim ve Mûsa bilinç düzeylerinde) Suhuflar veya (Davûd, ~İsa, Ahmed seviyelerinde) Kitaplar olarak OKUnması geçmişte (gerçek isimlerini belki bil(e)meyeceğimiz kişiler tarafından) olduğu gibi günümüzde ve gelecekte de mümkündür düşüncesindeyim. Her Ne Ararsan Kendinde Ara yazısına devam et
Kategori arşivi: Sonsuzluk Kulesi
Neden Evrimsel Yaratılış?
Fizik kurallarına aykırı “mucizevî/ani yaratılış” ile “Evrimsel Yaratılış” arasındaki farkın, “Allãh ile, Tanrı ve yarattığı özel insan inancı” arasındaki farka tekâbül ettiğini düşündüğümden bu konuya olduğundan fazla önem vermekteyim. Tanrı herşeyi bir “hikmetle” ve “maksatlı” şekilde yaratır; ama Allãh ismi verilmiş Tümel Varlığın “kendi kendini organize ve refere edebilmekte” olan algıladığımız boyutu ise “deneme-yanılmayı“, “tesadüfleri/rasgeleliği” *de* kendinde barındıran bir sistemdir (Dikkat, *de*). Neden Evrimsel Yaratılış? yazısına devam et
Âdem hikâyesinden Âdemî Şuûr Metaforuna
(… ÂDEM’in evrimi).

Doğa tek hücreli canlıların “sonsuz şimdi”yi yaşayan birkaç saniyelik kimyasal hafızasından 4 milyar yıllık süreçteki olağanüstü artışıyla insan beyninde bir ömrün sahip olduğu deneyimleri, düşünceleri, duyguları saklayan “holografik hafıza”da kendini deneyimlerken bulmuştur. Âdem hikâyesinden Âdemî Şuûr Metaforuna yazısına devam et
Ezelî Sistemdeki “Kendiliğinden” mekanizması
İnsanca bir tanrı anlayışı o kadar sinmiş ki genlerimize, Muhammed Rasûl’un hissedip tanıttığı Allãh’ı “her konuda sınırsız özelliklere sahip”, özümüzde; ama ötede bir merkezde kurulu Tanrı olarak düşünüyoruz.
“Zül-İrâd (İrâde fonksiyonu)” denmiş, bunu -bizde yanılsama olarak bulunan- “isteme” özelliğimizin “sınırsız versiyonu” olarak düşünmüşüz. O da -bize benzer şekilde- bir merkezden (!) AN’da hikmetle yaratmayı (!) diliyor !?.. Ezelî Sistemdeki “Kendiliğinden” mekanizması yazısına devam et
Mürid ve Tarikat Üyesi farkı
Hacı Bektaş, Taptuk Emre, Yesevi, Geylâni, Tebrizî gibi sevgideğerli insanlar birer ruhban olmayıp El-Raşid mânâsının pik/tepe yaptığı kullar idiler. Bu Sevgililerden günümüzde yok mudur? Kendi (ben Mehdiyim, mürşidim vs. gibi) beyânlarından değil, verdiği eserlerden kendini belli edenler elbette var!.. Ama işin ilginci YENİ ÇAĞ’da Mürşidlik yapacak birilerinin olmadığını, o dönemin bittiğini söyleyen de gene KENDİleri! Mürid ve Tarikat Üyesi farkı yazısına devam et